Z kuşağının tüketim alışkanlıkları

Yaşları 10 ila 25 arasında değişen 2,47 milyar Z kuşağı temsilcisinin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Kendi kazandıklarıyla ya da ailelerinden aldıkları harçlıklarla harcama yapan Z kuşağı, küresel tüketici harcamalarının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor ve bu 143 milyar dolarlık finansal güç anlamına geliyor. Pazarlamacılar Z kuşağını potansiyel harcama merkezi olarak gördükleri için hevesle beklediler, ancak gerçek pek de bekledikleri gibi olmadı. Genç tüketiciler 20’li yaşların ortalarına gelip ekonomik güçlerini geliştirmeye başladıklarında, önceki nesillere göre tamamen farklı bakış açıları, tercih ve beklentileri olduğu ortaya çıkmaya başladı.

Z kuşağının nerede ve nasıl harcama yaptığı, pandeminin başlangıcından bu yana genel olarak tüketici davranışlarındaki gelişmelerle birlikte değişti. Pandemiden önce çoğu tüketici alışverişe ayırdığı zamanı fiziksel mağazalar ve e-ticaret siteleri arasında paylaştırırken, dünyanın karantinaya girdiği yaklaşık iki yıllık dönemde e-ticaret büyük bir hızla büyüdü. Ancak pandeminin yavaş yavaş hızını kesmesi ve normalleşmeye doğru adımların atılmaya başladığı dönemde, tam anlamıyla dijital yerli olan ve mobil teknolojileri çok rahatlıkla kullanan ilk nesil sayılan Z kuşağının temsilcileri fiziksel mağazalara dönüşe öncülük etti. Yapılan araştırmalar, Z kuşağının Y kuşağına oranla elektronik ve giyim de dahil olmak üzere pek çok kategoride mağaza içi alışverişi tercih ettiğini ortaya koyuyor. Hatta perakendecilerin olağanüstü mağaza içi deneyimler sunması halinde Z kuşağının çevrimiçi alışverişi bırakabileceği bile olasılıklar arasında yer alıyor.

Mobil alışveriş ve sosyal ticaret

Z kuşağı akıllı telefonlar ile doğdu, hatta en az üçte biri günde 30 dakika akıllı telefonunu kullanmazsa neredeyse çıldırma noktasına gelebiliyor ve bu da aralarında bir güven ilişkisi doğurdu. Z kuşağının yüzde 55’i her gün beş saatten, yüzde 26’sı ise günde 10 saatten uzun süre akıllı telefon kullanıyor. Bu nedenle her ne kadar fiziksel mağazaya çok fazla ilgileri olsa da mobil alışveriş yapma oranları hala yüksek. Z kuşağının, önceki nesillerin aksine, tablet veya bilgisayar yerine akıllı telefondan alışveriş yapma olasılığı daha yüksek.

Sosyal medya da Z kuşağının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Dünyada her beş kişiden ikisi (%40) beğendiği markaları sosyal medyada takip ederken, Z kuşağının büyük çoğunluğu (%97) sosyal medyayı alışveriş için ilham aldıkları en önemli kaynak olarak kullanıyor. Son yıllarda hızla gelişen sosyal ticaret, yani Instagram, TikTok, Snapchat, Spotify ve Twitter gibi sosyal medya mecraları aracılığıyla bir şeyler satma süreci de Z kuşağının ilgi alanları arasında yer alıyor. Y kuşağı da sosyal ticaretten yararlanırken, daha önceki kuşaklar buna çok da eğilimli olmayabilir. Küresel sosyal ticaret pazarı 2020’de yaklaşık 500 milyar dolar iken, 2028’de 3,4 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Sosyal ticaret harcamalarına büyük ölçüde Z kuşağı ve Y kuşağı yön veriyor.

Pazarlamacılar gelecek nesil için hazırlanmalı

Z kuşağı her mecrada benzer fırsatları görmek istiyor. Bu amaçla markaların her mecradaki alışveriş deneyimi benzer hale getirmek için elindeki veriyi çok iyi kullanması gerekiyor. İhtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş deneyimleri de tercih ediyorlar. Bu nedenle markalar Z kuşağının ihtiyaçlarını görerek, anlayarak onlara cevap verecek şekilde hareket ederlerse, bunun karşılığını mutlaka alacaklardır.

Marka sadakatini sağlayabilmek için Z kuşağının tercih ettiği sosyal medya kanalları ve akıllı telefonları takip etmekte fayda var. Son derece hızlı değişen bu süreci yakından takip etmek gerekiyor. Göz açıp kapayıncaya kadar yaşanan bu değişime ayak uyduramayan markalar için marka sadakati tehlikeye girebilir.

Tedarik zincirinin sorunsuz ilerlemesi de sabırsız Z kuşağı açısından kritik öneme sahip. Satın aldıkları ürünün kendilerine hızlı ve sorunsuz bir şekilde ulaşmasını herkesten çok isteyebilirler. Bunu başaramayan markaları son derece hızla terk edip, bu beklentilerini karşılayan markalara yönelebilirler.

Sürdürülebilirlik, çevreye duyarlılık ve doğallık Z kuşağı için kritik öneme sahip çünkü Dünya’nın son derece önemsiyorlar. Z kuşağının dörtte üçü satın alma sürecinde sürdürülebilirliği markada daha önemli görüyor ve tercihini buna göre şekillendiriyor. Burada en önemli nokta gerçekten çevre dostu olmak ve marka stratejilerini buna göre oluşturmak, mağazaları ve/veya ürünleri buna göre düzenlemek ve üretmek. Bu konuda ‘mış gibi’ yapılan hiçbir şey ile Z kuşağını kandırmak mümkün değil.

Markaların Z kuşağının tüketici davranışını anlaması ve mümkün olan en kısa sürede buna uyum sağlaması gerekiyor. Kendi ekonomik güçleriyle birer tüketiciye henüz dönüşmeye başlasalar da bu yeni tüketiciler trend yaratmaya ve piyasaya yön vermeye de başlıyor. Markaların bu fırsatı kaçırmamak için elini çabuk tutmasında fayda var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin
Satış noktalarında marka ve ürünlerinizin daha çok tercih edilmesine yardımcı olalım.
Satış noktalarında marka ve ürünlerinizin daha çok tercih edilmesine yardımcı olalım.